ADİLE NAŞİT, KEMAL SUNAL, HULUSİ KENTMEN, NUBAR TERZİYAN, ZEKİ ALASYA ve ONLARIN NEZDİNDE TÜM GÜZEL İNSANLAR VE BİZ


Bazı insanlar vardır, hayatımıza öyle girerler ve öyle bir yer ederler ki..

Aslında daha doğrusu, bazı insanlar vardır, biz onları hayatımıza öyle dahil ederiz ki....

Daha sonraki yaşam sürecimizde, hangi yaşlara gelirsek gelelim, yaşımız kaç olursa olsun, hayatımıza dâhil ettiğimiz o kişilerin fotoğrafını veya görüntülü bir kaydını her gördüğümüzde, o insanı hayatımıza dâhil ettiğimiz yaşa dönüveririz hemen.

Muhtemelen o insanı hayatımıza kaydettiğimiz an, bizim de kendimizi hayata dâhil etme anlarımızdan birisidir çünkü.

Çünkü güzel ve özel insanlar, hayatımıza dâhil oldukları yaşta tutarlar bizi...  Örneğin Adile Naşit, Kemal Sunal, Münir Özkul. Bu insanları gördüğümüz zaman sahip olduğumuz yaşı değil, onlar ile tanışığımız yaşı yaşarız. Adile Naşit, çocukluğumuzdaki ve gençliğimizdeki "daima gülen iyi insan" olmaya devam ederken, bizi de daima iyiden ve gülen insandan yana olmaya yöneltir.

Yaşımız kaç olursa olsun, onları her izlediğimizde, onları sevdiğimiz yaşa ve ruh haline dönmemiz, kim bilir belki de bizim insan olarak ihtiyaç duyduğumuz güzel şeylere yanıt bulmuş olmamızla ilgilidir. Adile Naşit, ve tüm diğer güzel insanlar bizim iyiliğe olan ihtiyacımızın vücut bulmuş halleridir  bir aslında.

Özetle, umutsuz olmamayı öğrendiğimiz, koşullar ne olursa olsun, mutlaka bir çözümün olduğu hissi ve düşüncesi uyandıran, ender güzelliklerden birisidir hayatımıza dâhil ettiğimiz ama hiç birlikte olmadığımız bu insanlar.

Onlar bizim için tablo insanlardır. Ve biz onlar sayesinde, onları tablolaştırdığımız yaştaki kişileriz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pervasızlık

Doğru Bildiğimiz Yanlış, Asıl Doğru Olan ve Bu Neyi Değiştirir?

MEKAN GEOMETRİSİ...