Kayıtlar

Ağustos, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yok edici dört davranış biçimi ve yaşam tercihi

İhtiras, iftira, ihanet ve itirafçılık.... Bunları bir araya getirin ve karşınıza çok sık çıkan tiplere şöyle bir bakın.. Gördüğünüz şey insanlığın karanlığıdır.. Tarihten bu güne böyledir bu...    En masumu ihtiras gibi görünse de her şeyin başlangıcı o'dur. Her biri ölümcül bir karakter yoksulluğu ve yoksunluğuna götürür insanı.. Bir araya geldiklerinde ise yok oldunuz demektir.. Çünkü aklınızı ve ruhunuzu satmışsınız demektir...

Kötülük, kötüler ve kötü olmak

Resim
DÜNYAYA KÖTÜLER EGEMEN OLDUĞU İÇİN DÜNYA KÖTÜ BİR YER OLMUŞTUR. Kötülerin egemen olduğu bir dünyada "kötülük" hüküm sürer... Kötülük kötülerin sonucudur. Kötülüğün sonucu kötülerin egemenliği ise döngünün devamıdır. Dünyayı değiştirmek ve yeniden iyiliğe dönmek ve iyiliğin hüküm sürmesini sağlamaları için yeterince "kötü" olmaları gerekir... En azında kötüler ile mücadele edebilecek kadar... Başka türlü kötüler ile nasıl mücadele edilir? İyilik için yeterince kötü olmak... Galiba temel paradoks burada... Bu yüzden kötüler her zaman bir adım öndeler. İyilerin kötüler ile mücadele edebilecekleri kadar kötü olmalarından kasıt yeterince bertaraf edici olmaları gerektiği ile ilgilidir. Bu asla kötülerin kötülüğü kadar acımasız, ahlaksız, adaletsiz ve yok edici olmak değildir.

YAŞAM, TERCİH VE HAYAT

Resim
Yaşamımız boyunca "özgür be bağımsız irade" ile yaptığımız tercihlerimiz aslında bizim kim olduğumuzdur...  Özgür ve bağımsız olmadan yaptığımız tercihlerimizin toplamı ise kim olmadığımızdır... Bu bağlamda "ne kadar kim olduğumuz" ve "ne kadar kim olmadığımızın" toplamları ise bir hayattır işte... Hepsi bu..

TERCİHİNİZ ASLINDA SİZİN KİM OLDUĞUNUZDUR..

Resim
Bazı şeyleri zamanından önce söylerseniz deli, Zamanında söylerseniz kötü ya da suçlu, İş işten geçtikten sonra söylerseniz önemsiz veya değersiz olursunuz.. Mesele nedir derseniz deli ya da suçlu olmak derim...  Çünkü insan olmak biraz ya deli ya da suçlu olmaktır, böylesi ahlaksız ve böylesi güç sapkını ve güce tapınılan bir yaşam düzeninde...

HİÇ BİR GÜÇ EN KULLANIŞLI ARAÇTAN ASLA VAZGEÇMEZ

İnsanları dindar yaparak dürüstlüğü inşa edemezsiniz... İnşa edilemediği tüm dünya tarihi boyunca görülmüş ve belgelenmiştir zaten... Ama Dürüst insanları dindar yaparak din'i daha "iyi" kılabilirsiniz. Bu durumda temel mesele dürüstlük meselesi ise, o halde işimiz dürüst insan yetiştirmek meselesi değil midir? Peki dürüst insan nasıl yetişir? Gayet basit; İnsanları biçimleyen eğer nesnel koşullarsa, tüm nesnel koşulları dürüst insana özgü biçimlersin... Bu kadar.... Ama kolay ve net olan bu çözümü din tüccarları, dahası hangi kapitalist ve hangi emperyalist ister ki?.. Hangi güç böylesi bir araçtan mahrum olmayı neden istesin ki?

Hayvanlar ve İnsanlar

Resim
Eğer hayatınızda bir hayvana yer verirseniz, o hayvan da hayatı boyunca size yer verir... Hem de sadece size yer verir.. Yani bir hayvanı severseniz, o sizi daha çok sever.. Ama insan öyle değildir. Çünkü insanın hayatında değer verecekleri sürekli değişir, üstelik değer verdiklerinin önceliği de sürekli değişir. Örneğin bir insanın başına gelebilecek en güzel şey olan aşk biter... Bir hayvanın insana aşkı ise asla bitmez...  Bu yüzden hayvanlar çok özel ve çok değerlidirler.

Tercih

Zengin ve güçlü olmayı tercih ettiğimiz kadar, "İnsan" olmayı tercih etseydik, eminim daha iyi bir toplum ve ülke olurduk... Ama biliyorum iyi bir toplum ve ülke olmak kişisel tercihler ile ilgili bir şey değil.. Keşke öyle olsaydı.. Ama değil.. Bu bir sistem meselesi..

Kötülüklerin ve İhtirasların Enerjisi

Resim
Bütün kötülük ve ihtiraslarımıza ilişkin enerjilerimizi bir araya toplayabilme ve kullanabilme olanağımız olsaydı, sanırım tüm dünyanın enerji sorunu çözümlenebilirdi.. Bu mümkün olmadığına göre, kötülükler ve ihtiraslar için harcanan ve harcanacak enerjiyi, üretmeye ve iyi kılmaya kullanmayı öğrenmemiz gerek. Çünkü böyle bir enerji, akıl ile birleşen metebolik faaliyetler sürdükçe var olmaya devam edecek. Bu enerjiyi üretmeye ve ilişkide olduğun dünyayı ve içindekileri “iyi kılmaya” yöneltmenin sistem, düzen, yaşam biçimi ile ilgili olduğu düşünülürse; Yapılması gereken şey kendiliğinden ne ortaya çıkmaktadır. Kötülüğü ve ihtirası yok etmek... İnsanların kötü ve ihtiraslı olmalarına gerek kalmayacak bir sistem, düzen ve yaşam biçimi oluşturmak.. Önce mikro düzeyde... Ama asıl olarak makro düzeyde... Yani sistemi ve düzeni yeniden yeniden inşa ederek.. Lakin bu inşa etme işi zordur.. Çünkü daha fazla kötülük ve daha fazla ihtiras şeklinde de son bulabilir.. Daha açık nasıl

AÇILMAK VE KAPANMAK ÜZERİNE

Açılmak ile kapanmak arasında özde hiç bir fark yoktur.. Neden? Çünkü açılmak ve kapanmak ile ilgili olan konu, kadının bedeni üzerinden iki fark durum gibi gibi görünen ama aslında aynı cinsiyetçi bakış açısının sonucu ve ürünüdür. Akıllı ve özgür kadın gerektiği kadar açılmasını ve kapanmasını bilen kadındır. Aynı erkek cinsiyetinde olduğu ya da olmadığı gibi. Açılan ya da her yerini açan kadının derdi neyse, Kapanan ya da her yanını kapatan kadının derdi de o'dur. Nedir bu dert; Bedenini tamamen açan, bedenini teşhir ederek, bedenini tamamen kapatan da bedeninin cinsellik objesi olarak görüp gizleyerek varlıklarını cinsellik üzerinden tanımlamak ve algılamak demektir. Birisinin özgür iradeyle açılması ile diğerinin başka bir irade ile kapanması durumu değiştirmez. Mevzu kadın bedeninin sergilenmesi ya da gizlenmesidir ki; kadını aşağılayan ve onu metalaştıran bir anlayışın sonuçlarındandır her ikisi de.