Kayıtlar

Aralık, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mutlu Olabilme Becerisi

Hayatı güzel kılmanın formülü belli; mutlu olmak... Mutlu değilsek eğer hayat, zor ve yaşanması çileli bir süreç halini alıyor. O halde ne yapıp edip mutlu kılmalıyız kendimizi... Ancak ne var ki, kendimizi mutlu kılmayı beceremediğimiz de çok açık bir gerçek… Çünkü mutlu olma becerisi bir anlamda “mutlu olma sanatı”na dönüştü… Ve bu sanat çoğu insanın becerebileceği bir şey olmaktan çıktı.. Dışarıdan dayatılan mutlu olma koşulları ya da belli normlara oturtulmuş bulunan mutlu olma meselesi, çoğu insan için ulaşılması zor bir yaşama biçimi halini almış durumda. Oysa insanın kendini mutlu kılma duygusu ve davranışı hiç de bu kadar zor bir şey olmamalıydı. Eğer insan mutlu olmayı çok başarılı olmakta aramaya karşı  direnebilseydi, ya da mutluluğu  çok zengin olmayı düşlemek demek olmadığını anlasaydı şan, şöhret, güç, sahibi olmanın ise mutluluğu getirmeyeceğini bilebilseydi eğer insan.... bu kadar mutsuz olmayacaktı kuşkusuz.  Bu “mutlu olabilme” öyle bir şey ki; başkal

INIESTA (FUTBOLCUDAN ÖTE)...

Resim
INIESTA SADECE OYNADIĞI FUTBOL İLE BÜYÜK DEĞİL... (BARCELONA DA BİR MODERN DERVİŞ) TARİH, 1 Temmuz 2012... Yer, Ukrayna... Kiev Olimpisky Stadı... Euro 2012 finalinde İspanya ile İtalya kapışıyor. Aynı anda Valencia’nın dağlık bölgesinde söndürülemeyen büyük bir yangın var. Finalde İspanya, futbol tarihinin benzersiz başarısına imza attı. 2008 Avrupa ve 2010 Dünya Şampiyonluğu’ndan sonra Euro 201 2’nin de en büyüğü oldu. Soyunma odasında büyük bir coşku var... Takım, zafer şarkılarıyla eğlenirken futbolculardan biri başka bir işle meşgul... İspanya Milli Takım teknik direktörüne giden o kişinin söyledikleri şapka çıkartılacak türden: “Benim şampiyonluk primini Valencia’daki yangından zarar gören köylülere bağışlıyorum.” Bunu dile getiren kişi, kupaya damgasını vuran Andres Iniesta... 500 bin Euro’yu yangının mağdurlarına yolladı... Iniesta’ya milli takımdan arkadaşı Raul Albiol da katıldı... “Senin için en anlamlı kupa hangisi?” sorusuna verdiği cevaba bakınız; “Afrika’daki Düny

TAKDİR EDEBİLMEK GELİŞMİŞLİKTİR.

"TAKDİR ETMEK" O KADAR ÖNEMLİ BİR DAVRANIŞTIR Kİ.... GELİŞMİŞLİĞİN VE ENTELLEKTÜEL BOYUTLARA ULAŞMIŞLIĞIN YANI SIRA,  İNSANCILLIĞIN EN ÖNEMLİ İNSAN DAVRANIŞI GÖSTERGELERİNDEN BİRİSİ OLSA GEREKTİR "TAKDİR EDEBİLME" DUYGUSU VE DAVRANIŞI.. DÜŞÜNSENİZE KAÇ KİŞİYİ TAKDİR ETTİK ŞİMDİYE DEĞİN, YA DA BİZ, KENDİMİZ HERHANGİ BİR NEDENLE KAÇ KİŞİNİN TAKDİRİNE MAZHAR OLDUK? TAKDİR ETME DUYGUSU VE BECERİSİNİN GELİŞMEMİŞLİĞİ TEMEL OLARAK KENDİSİNDEN BAŞKASINA ÖNEM VERMEMEK TEMELİNDE ŞEKİLLENMEYE BAŞLAR. SOSYAL ÖĞRENME BU ANLAMDA BİRİCİK YOLDUR. SONRASINDA ÖNEMSİZLEŞEN DEĞERLER, KAVGACI TOPLUMSAL YAPI VE GÜÇLÜ OLMA İSTEĞİ VE GÜCE TAPMA İLE SÜREGELEN "TAKDİR ETMEME" SORUNU ASLINDA BİR KİŞİLİK SORUNU OLARAK DA KARŞIMIZA ÇIKAR. BU TOPLUMSAL BİR BOZUKLUĞA KADAR GİDEN VAHİM BİR TABLO YARATIR.. OYSA, ÇOCUKLAR TAKDİR EDİLMEK İSTER, DOSTLAR, ARKADAŞLAR TAKDİR EDİLMEKTEN HOŞLANIR.. VE BİZ KENDİMİZ; TAKDİR EDİLMEKTEN PEK ALA ÇOK HAZ ALIRIZ... TAKDİR ETMEYEN BİR TOPLUMSAL YAPIDA

AVCILIK

Resim
AVCILIK;  BİR AVIN BİR DE AVLAYANIN OLDUĞU EYLEMLİLİK HALİDİR... ANCAK İNSANA ÖZGÜ AVCILIK İSE, ÇOK DAHA FARKLI BİR EYLEM BİÇİMDİR. MODERN İNSANIN AVCILIK ADIYLA SÜRDÜREGELDİĞİ EYLEMLİLİĞİ İSE ACIMASIZLIK OLARAK NİTELEMEK YETERSİZ KALABİLECEK BİR DAVRANIŞ OLARAK KARŞIMIZA ÇIKMAKTADIR. İNSANA ÖZGÜ AVCILIKTA; AV, DOĞAL DAVRANAN VE DOĞAL HALDE BULUNAN, AVLAYAN İSE, DOĞAL DAVRANMAYAN VE DOĞAL HALDE OLMAYANDIR.. BU BAĞLAMDA SON DERECE  EŞİTSİZ BİR DURUMUN VE KOŞULLARIN YARATILDIĞI AVCILIK DAVRANIŞINDA AKLIN TASARIMI OLAN "YOK ETME", AVCILIĞIN YEGANE AMACI OLMAKTADIR. ZORUNLULUK VE İHTİYAÇTAN SÖZ ETMENİN OLASI OLMADIĞI BİR YOK ETMENİN SADECE İNSANA ÖZGÜ OLDUĞUNUN EN TİPİK DAVRANIŞ BİÇİMLERİNDEN BİRİSİ DE "AVCILIK" TIR. BU HALİYLE "AVCILIK" NASIL OLUYOR DA SPOR OLUYOR... YA DA NASIL OLUYOR DA NORMAL KARŞILANIYOR?... ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR.... OLSA OLSA BU İNSANIN "EN KÖTÜ" CANLI TÜRÜ OLMA ADINA SERGİLEDİĞİ DIŞAVURUMLARINDAN BİRİSİ OLSA GEREKTİR