Gelişirken İlkelleşmenin Gerisine Düşmek

Yaşar Kemal şöyle der bir ifadesinde;
“Bu dünya sevgisiz bir dünya. Dünyayı sevmeyenlerin, ağaçları, kuşları, ak bulutları, mavi göğü, akar suları, topal karıncayı, hasta kurbağayı sevmeyenlerin dünyası. İnsanoğlunu sevmeyenlerin dünyası…”
Ne kadar doğru bir saptama...
Örneğin on yıllardır hatırladığım tüm iktidarlar "sevgisiz iktidarlar".
Nereden mi çıkarıyorum?
Neredeyse hepsi ota böceğe, ağaca düşman, kurda kuşa düşman, dağa, taşa düşman...
Serbest gezen hayvana , özgür ve bağımsız düşünen insana düşman.
İşte bundan çıkarıyorum...
Ve dahası
Gülmelerin ve göz yaşlarının yalanından,
Talanların, yalanların, dolanları gerçeğinden,
Görgüsüzlüğün azalacağına daha da artıyor oluşundan hegemonyasından çıkarıyorum.
Bir insan yalan yalan gülmeye, yalan yalan ağlamaya, inadına inadına görgüsüzleşmeye başladı mıydı, iflas etmiş demektir.
İnsanları, toplumları ve iktidarları çürüten şeydir bunlar..
İlkel insanların gerisine nasıl düşülür bilir misiniz?
İlkel insanlar yalandan gülmez ve yalandan ağlamaz.
Görgüsüzlüğü bilmez neyse o'dur.
Yalandan gülen, yalandan ağlayan ve giderek daha da görgüsüzleşen insan ne kadar "gelişmiş" olursa olsun ilkelliğin gerisine düşmüş insan demektir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pervasızlık

Doğru Bildiğimiz Yanlış, Asıl Doğru Olan ve Bu Neyi Değiştirir?

MEKAN GEOMETRİSİ...