ÖZGÜRLÜK VE AHLAK
Ulus Baker, “Ahlaklılığın ön şartı özgürlüktür"der...
Ve devam eder,
"Eğer bir kurala zorla uyuyorsan senin dışında bir neden seni uyduruyorsa, ahlaki bir varlık değilsin, çünkü özgür değilsin.
Ahlakiliği mümkün kılan şey doğrudan doğruya özgürlüktür.”
Ahlâk o nedenle matah bir şey değildir.
Gerçek ahlâk ise adalet, eşitlik ve herkes için aynı şeyi isteyebilmek ve kendin için istediklerini başkaları için de isteyebilmektir. Bu da tamamen aklın özgürlüğü ile ulaşılacak bir normdur.
Bilindik ve süregelen şekilde ahlakın varoluşu mutlaka edinilmiş değerler, içine doğduğumuz toplumsal normlar üzerinden inşa edilir. Ve o değerlerin ve normların hangi ahlâkı nasıl içerdiği asla sorgulanmaz.
Örneğin, diğer canlı türleri ile aynı yaşam hakkına sahip olmak ahlaki bir değer olması gerekirken, bu düşünce ve davranış pekçok kişi ve toplumda anlaşılacak bir şey değildir.
Sonuç olarak özgür olmadığınız sürece, aklı özgür bir şekilde kullanmadığımız sürece bize dayatılan doğru ve İyi şeyler dahi bizi ahlaklı yapmaz. Kurala veya dayatılan şeye uyan insan yapar.
Peki, ya o kurallar adil değilse?
Ya o değerler insan dışındaki her şeyi insandan daha önemsiz görüyorsa?
O nedenle ahlakın bir teması olmak zorundadır.
O tema özgür akıl ile eşitliğe ve adalete ulaşan ahlaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder