SUUDİ ARABİSTANDA 2024 YILI İTİBARİYLE SOSYAL DEĞİŞİMİN ANLAMI ÜZERİNE

Son günlerde Suudi prensi Prens Selman'ın bazı sözde demokratik ılımlı demeçleri ve Suudi Arabistan'da gerçekleşen güzellik yarışması gündem oldu.

Dahası ezan ses desibellerinin kısılması, sosyal yaşama ilişkin laiklik çağrışımlı demeçler ve kural esneklikleri gibi pekçok emare, bir değişim olduğu ama bu değişimin yapay olup olmadığının belirlenmesi bağlamında henüz çok erken olduğudur.

Pek çok insan, farklı yorumlar yaptı.. Söylenmemiş sözleri söylenmiş gibi abartarak lanse ettiler. Bu bağlamda laiklik ve seküler yaşam biçimi üzerine çeşitli görüşler ileri sürüldü. Örneğin "Arapların laikliğe yönelik açılımlarına karşın Türkiye'nin giderek laiklik karşıtı ve seküler hayattan uzaklaşma üzerine muhalif ama düzeyi sınırlı değerlendirmeler yapıldı.

Hemen belirtelim, güzellik yarışması ve benzeri bir takım olay ve olgular, bir toplumda ve bir ülkede gerçek anlamda laikliğin göstergesi olan uygulamalar değildir.

Bunun için daha doğrudan ve daha özgürlükçü aklın ve o aklı kullanmayı sağlayan ve gerektiren bir sistemin ve düzenin inşası gerekir.

Suudi Arabistan gibi ülkeler gerçek anlamda burjuva demokrasisi dahi olsa, bir demokratik düzene ve laik bir sisteme geçemezler. Sonuçta krallık, sultanlık, prenslik gibi soy ve sülale sistematiği ile yürüyen yapılardır. Bu ülke daha bir kaç yıl önce başka bir ülke olan Türkiye'deki elçiliğine adam öldürüp, parçalara ayırıp yok eden bir ülke değil midir?

Lakin bakınız tüm bunlara karşın Prens Salman kadınların dinin gerektirdiği şekilde tıpkı erkekler nasıl davranıyorsa öyle davranarak yaşama katılacaklar türünden açıklamar yaparken bizde özellikle sosyal medya bu lafı alıp, "Bundan sonra Suudi Arabistanlı kadınların giyeceği kıyafete, sadece Suudi Arabistanlı kadınlar karar verebilir" şekline dönüştürerek pazarladı. Kim bu tür değiştirme ve dönüştürmelerden nasıl fayda sağlar bilinmez ama gerçek olan şu olsa gerektir;

Kapitalizmin bekası genişleyebilmektir.. Sermaye yayılamazsa çöker... Toplumun yarısını oluşturan nüfusun hapsedildiği katı köktenci dinsel düzen buna engel, dolayısıyla tüketimi, dolayısıyla tiketeni artmak zorunda sistem...

Kölelik neden son buldu sanıyorsunuz.. Kapitalizm yani sömürü sistemi, "artık değer" üzerinden kâr amaçlı işleyen ekonomik sitem olan kapiyalizmde üretilen mal tüketilmek zorundadır. Köleleri tüketen kılmak gerekir. Bunun için de kölelik olmaması gerekir. Kölelleri yemek, içmek, barınmak gibi temel ihtiyaçlarını tüketebilecek hale getirmek gerekir... Bunun içinse öncelikle köleler amele, ırgat, işçi haline dönüşecek bir takım üretim ve tüketim ilişkileri sonucu tüketen ve tüketmek için satın alan, satın aldıkları mallara işgıçlerinin bir kısmını bedava ilave ederek malı daha karlı hale getirilmesini sağlamak gerek. Çünkü pazar olmazsa kapitalizm olmaz. Pazar, piyasaya ancak tüketici ve tüketmek için programlanmış kitlelerin varlığı ile dönüşebilir.

Velhasıl köleliğin kaldırılışı kapitalizme geçişin ön safhaları ve önceli olan hayat düzeninin ekonomik ablamda yeniden düzenlenmesi ile gerekli olmuş bir sosyo ekonomik evrimdir. Köleliğin kaldırılışı ne köle isyanı ile ne de köleliğin son bulması için çabalayan insanlar sayesinde olmuştur. Kölelik, ücretli köleliğin yeni ekonomik düzen gereği olması gerektiği için bitmiştir. Bazı şeyler bazı şeyler için bitmek zorundadır. Mülkiyet sahiplerinin kölelik düzeninde mülkiyet sahibi olmalarının pek bir anlamı kalmaması üzerine bitmek zorundaydı..

Arabistan'da kapitalizm sarmalında kendi petro-dolarları ile dahil olmuş ama yine de arzu ettiği kabuki görememiş ve kapitalizme entegre olamamış bir pazar ülkesidir. Sözkonusu sözde açılımları elçiliğinde adam doğrayarak yok eden bir ülkeden, güzellik yarışmaları yapacak kadar değişmiş daha batılı ve saygın bir ülkeye benzeywrek evrilme gidişatı bir itibar meselesinolsa gerekir. Savaş araçları, lüks yatlar, arabaların tüketimi batı sermaye sınıfı için yetmez. Tüketim toplumu özelliklerini daha yabana yaymak ve kültürün bir parçası kılmak da gerekir.

Kapitalizm kendi sıkışmışlığını ve krizlerini bazen kendine benzeterek, bazen birilerinin birilerine benzeterek, bazen kendini onlara benzeterek ama illa ki "benzeterek" aşmayı becermiş bir ekonomik işleyiş döngüsüdür sonuçta.

üm ifadeler:

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pervasızlık

MEKAN GEOMETRİSİ...

Doğru Bildiğimiz Yanlış, Asıl Doğru Olan ve Bu Neyi Değiştirir?